o. henry ne demek?

O. Henry (d. 11 Eylül 1862, Greensboro, Kuzey Karolina - ö. 5 Haziran 1910, New York), Amerikalı yazar William Sidney Porter (daha sonra Sydney)'ın takma adıdır.

Gündelik yaşamın, insan ilişkilerinin hoş ve şaşırtıcı anlarını, yazgının insanlara yaptığı şakaları beklenmedik sonlara bağlayan öyküleriyle tanınır.

Yaşamı

11 Eylül 1862’de ABD'nin Kuzey Karolina eyaletinin Greensboro şehrinde doğdu. Varlıklı bir ailenin çocuğu idi. Babası Algernon Sidney Porter araştırmalar yapan, pratik aletler konusunda buluşlar yapan bir doktor; annesi Mary Jane Virginia Swaim Porter iyi eğitimli, kültürlü bir kadın idi. Annesini üç yaşındayken veremden kaybeden Sidney, babasıyla birlikte babaannesinin yanına taşındı.

İlk eğitimini halası Evalina Porter'ın yönettiği özel bir ilkokulda aldı. "Lina Hala" okulunun tüm öğrencilerine klasik eserlerden ve mitolojiden seçtiği kitaplar okuyor, okuma akşamları düzenleyerek onlara okuma tutkusu aşılıyordu. Bu, diğer okullarda görülmeyen, Lina Hala'ya özgü bir eğitim düzeniydi.1 Sidney, halasıyla aynı evde oturduğundan eğitimi evde de sürüyordu. Okul arkadaşları anılarında onun henüz on yaşındayken Walter Scott ve Charles Dickens gibi yazarları ve ünlü Webster Sözlüğü'nü kitap okur gibi okuduğunu anlatmıştır.2 Porter halasının öğretmenliğinde geçirdiği günleri yıllar sonra şöyle anlatmıştır:3

1876 yılında Sidney, halası Evelina Maria Porter'nın ilköğretim okulundan mezun oldu. Daha sonra Lindsey Street Lisesi'ne kaydını yaptırdı. Kısa bir lise döneminin dışında başka bir eğitim alması; amcasının eczanesinde çalışmaya başladı ve eczanedeki dört yılın ardından "uzman eczacı" belgesi aldı.

Zayıf bünyeli bir çocuk olan Sidney, öksürük krizleri sebebiyle, Mart 1882'de babasının meslektaşı Dr. Hall'un yönlendirmesiyle, nemsiz ve güneşli havanın sağlığına iyi geleceği beklentisiyle Teksas eyaletinin güneyinde bulunan La Sallebeldesinde Dr. Hall'ın oğullarının yönettiği büyük çiftliğe konuk oldu. Orada iki yıl geçirdi. Bu dönemde yaptığı en ağır iş, koyun çobanlığı idi. Girdiği yeni çevre, tanıştığı kişilerin karakterleri ve günlük yaşam Sidney'de izler bıraktı. Çiftlikte çalışan, çoğu Alman ve Meksikalı olan göçmenlerden öğrendiği sözcükler ve deyişleri dağarcığına kattı. Anı, anekdot ve fıkra türünden yazı çalışmalarına başladı. Yanında getirdiği Webster Sözlüğü'nü okumayı da sürdüren Sidney, karşılaştığı kişilerle konuşurken onların sözcük dağarcığına göre sözcüklerini seçmesi ve öykülerinde bunları sözcük oyunlarıyla süslemesinden ötürü ileride "Sohbet Bukalemunu" olarak anılmıştır.

1884 yılında Austin'e giderek bir emlak şirketinde memurluk, eyalet kadastro işlerinde teknik ressamlık yaptı. 1887'de Austin'in yerlisi 17 yaşında bir genç kız olan Athol Estes ile evlendi.4 Çiftin iki çocukları oldu. Bebekken ölen bir oğlandan sonra 1889'da kızları Margaret doğdu. Porter, 1891’de banka veznedarı olarak çalışmaya başladı. Bankada çalışırken, 1894'ün bahar aylarında yerel bir dergiyi satın alıp yayıncılığa başladı. Dergiyi Rolling Stone adıyla çıkarmaya başladı. Yazı ve çizimlerinin çoğunu kendisinin hazırladığı dergi, 11bin kişilik şehirde 1000 civarında tiraj elde etti.5 Porter, o yılın sonunda zimmetine para geçirmekle suçlandı; banka veznedarlığından ayrılmak zorunda kaldı. Çıkardığı dergi ise ilgi görmesine rağmen kâr getirmediği için Nisan 1895'te kapandı. Houston Post gazetesinden aldığı teklif üzerine Houston'a giderek gazete için çalışmaya başladı.6 Popülaritesi ve geliri hızla artan Porter, yazıları için otel lobilerinde vakit geçirip insanları gözlemeyi alışkanlık haline getirdi.7 1896'da daha önce çalıştığı banka yolsuzluk suçlamasından ötürü hakkında dava açtı. Bu olayı gözünde büyütüp paniğe kapılan Porter, mahkeme için Austin'e giderken fikir değiştirip önce New Orleans'a sonra da ABD ile suçluların iadesi anlaşmasının bulunmayan Honduras'a gitti. Orada tanışıp dostluklar kurduğu kaçaklar, haydutlar, dolandırıcılar, devrimciler, askerler, diktatörler, belediye başkanları gibi farklı sınıflardan kişilerin yansıması, Latinlere özgü davranışları ve serüvenciliği işlendiği ilk öykülerinde görülmüştür.8 Bu öyküler, 1904’de yayımlanan "Cabbages and Kings" adlı kitabında yer aldı.

Eşini ve kızını yanına almayı planlayan Porter, 1897 başında eşinin ölümcül hasta olduğunu öğrenince Austin'e döndü ve kaçak yaşamı sonlandırmak için mahkemede yargılanmak üzere teslim oldu. Mahkeme, davayı kefalet karşılığı erteleyip Porter'in son günlerinde eşi ile birlikte kalmasına izin verdi.9 Yazar, eşinin ölümünden sonra başlayan yargılamada suskun kaldı ve beş yıl hapse mahkum edildi. Porter'in aslında suçsuz olduğu, başkalarının yanlışlıkları sonucu suçlu duruma düştüğü ve başkalarını suçlamamak için suskunluğunu koruduğu söylenir.10

28 Nisan 1898'de Ohio eyaletinin Columbus kentinde bir hapishaneye gönderildi. Eczacılık belgesi sayesinde cezaevi revirinde görevlendirilip, serbest hareket edebildiği rahat bir çalışma ortamına sahip oldu; kolay ve yazarlığı açısından çok verimli bir cezaevi yaşamı geçirdi.11 Kendisi cezaevindeyken kızının eğitimine katkıda bulunmak için öyküler yazdı. Okurlarından ve kayınpederi ile kalan kızından cezaevinde olduğunu gizlemek istedi. Bazı kaynaklara göre "O. Henry" isminden önce sayıları on ikiye varan farklı takma isim kullandı. İlk kez Aralık 1899’da kullandığı "Olivier Henry" takma adını bir zaman sonra "O. Henry" olarak kısalttı.

Beş yıllık hapis cezasını iyi halden ötürü üç yıl üç ayda tamamlayıp 24 Temmuz 1901 günü serbest bırakıldı. Serbest kalınca kayınpederinin ve kızının bulunduğu Pittsburgh şehrine gitti. 1902 yılında bir yayınevinin çağrısı üzerine New York'a yerleşti. Kimi öykülerinde "Metrolu Bağdad" olarak adlandırdığı bu kentte kendisini de halkın arasına karışarak onların dertlerini dinleyen halife "Harun Reşit" olarak gördü. Barlarda, kafelerde, birahanelerde, ucuz lokantalarda, park banklarında, mağazalarda, tren istasyonlarında bu büyük kentin yaşam mücadelesi veren küçük insanlarıyla konuşup tanıştı, onlardan dinlediklerinden öyküler çıkardı.12 New York World adlı gazetenin çıkardığı pazar ekinde her hafta öykü yayımladı. New York dönemi öykülerini "Dört Milyon", Trimmed Lamp (1907), Kentin sesi (1908) ve Strictly Business (1910) adlı kitaplarında topladı. United Fruit Company gibi ABD şirketlerinin ekonomik sömürü düzeni kurduğu Honduras ve komşu ülkeler için "Banana Republic" (Muz cumhuriyeti) yakıştırmasını ilk kez O. Henry getirdi (1904).

Porter 1907 yılında North Carolina'yı ziyaret ettiğinde karşılaştığı çocukluk arkadaşı Sarah (Sallie) Lindsey Coleman ile evlendi.13 Aşırı alkol kullanımı nedeniyle 1908 yılında sağlığı kötüye gitmeye başladı. Eşi, 1909 yılında onu terk etti. Yazar, 5 Haziran 1910'da New York'ta kalp büyümesi ve şeker hastalığının da etkisiyle karaciğer sirozundan öldü.

Öykücülüğü ve yapıtları

Yalın dili, yayımlandığı çağı yansıtması, özentiden uzak kalemi ve doğal anlatımı nedenleriyle Amerikan edebiyatının en güçlü öykü yazarlarından biri olarak bilinen O. Henry'nin yapıtları, 1901 yılından sonra 10 cilt olarak yayımlanmıştır.

O. Henry'nin öyküleri kent ve kırsal kesimden insan tiplemelerini ve ilişkilerini gerçekçi, yer yer yarı gerçekçi bir biçemle verir. Yazgının bir araya getirdiği insanların ilginç karşılaşmalarını umulmadık sonuçlara bağlanır.

Yazar, insanlarla ilişkilerini öykücülüğüne yansıtma hakkında şunları söylemiştir:

Bazı öykülerinin oyun uyarlamaları okullarda sahnelenmiş ve sessiz sinema günlerinden beri sinemaya uyarlanmıştır. Bu filmlerden birisi, henüz kariyerinin başında olan Marilyn Monroe'nın küçük bir rolde oynadığı, 1952 yapımı ‘O. Henry’s Full House’ isimli, beş O. Henry öyküsünün uyarlandığı filmdir.

Yazar’ın anısına 1918'den beri "O. Henry Ödülü" adıyla öykü ödülü verilmekte ve beğeni kazanan öyküler kitaplaştırılmaktadır.14

Yazarın Sovyet Rusya'da da büyük ün kazandı. 1962’de yüzüncü doğum yıldönümünde Sovyet Rusya'da çıkan posta pulu, onun anısına çıkan ilk posta pulu idi çıktı. 2012 yılında yazarın 150. doğum yılında ABD'de anısına posta pulu çıkarıldı.

O. Henry'nin Türkçeye ilk çevirileri de Rusça'dan yapıldı. Çevirmen Hasan Âli Ediz'in "Bolivar İki Kişiyi Çekemez" (1939) başlıklı öykü derlemesi Türkiye'de yayımlanan ilk O. Henry seçkisidir. 1950'li yıllardan itibaren çeşitli yayınevlerince O. Henry öykülerinden derlemeler Türkçede yayımlandı. "The Last Leaf" (Son Yaprak) ve "The Gift of the Magi" (Bilgelerin Hediyesi) başlıklı öykülerin en sevilen öyküleri arasındadır.15

Kaynakça

Orijinal kaynak: o. henry. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.

Footnotes

Kategoriler